İçindekiler
Motosiklet sınıfsal olarak binek araçlardan; manevra kabiliyeti, otoyollarda kapladığı hacimsel alanın darlığı, sürücünün aracın dışında bulunması ve iki tekerli bir araç olması sebebiyle farklı türde bir araçtır. Bu nedenle motosikletlerin karışmış olduğu trafik kazaları hakkında detaylı ve ayrıca bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Zira motosiklet kullanıcılarının başından geçen kazalar da bu nispette daha ağır olmakta ve bu kazalarda doğan kalıcı yaralanmalar daha vahim olmakta ve maalesef bazen de otomobil tarafından herhangi bir hasar olmamasına rağmen bu trafik kazaları ölümle neticelenmektedir. Aynı zamanda motosikletlerle de gerçekleşen trafik kazalarında, otomobillerin karıştığı kazalardan farklı olarak; kask takılıp takılmadığı, motosikletin elektrikli veya hibrit bir araç olup olmaması, taşınan yolcu sayısı gibi etmenler ayrıca değerlendirme konusu olmaktadır. Bu makalemizde motosikletlerin taraf olduğu trafik kazalarında; yaralanmalı, ölümlü ve motosiklette yolcu olarak bulunan kimselerin hukuki ve cezai talep haklarını inceleyeceğiz. Kazazedenin gerek kendi motosikleti gerekse işyeri motosikletinde gerçekleşen kazaların hem trafik hem de iş kazası olması sebebiyle bu konuya da ayrıca değineceğiz. Hukuki haklar konusunda ise sigorta tazminatı konusunu daha detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Motosiklet Kazalarında Yararlananların Durumu ve Süreci
Gerçekleşen trafik kazası şayet yaralanmalı bir trafik kazası ise öncelikle mutlak surette kazanın olduğu bölgeye göre polis veya jandarmaya haber verilerek trafik kazası tespit tutanağı tutulması sağlanmalıdır. Yaralanma ciddi anlamda ağır değilse olay yeri fotoğraflanmalıdır. Zira motosiklet yeri değiştirilebilen ve taşınabilen hafif bir araç olması sebebiyle trafik kazasında yeri değiştirilerek kusur dağılımı kötü niyetli taraflarca deforme edilebilir. Bu nedenle bizim hukuken olay yeri olarak tabir ettiğimiz halin bozulmaması ve trafik kazası tespit tutanağına olduğu gibi yansıtılması son derece önemlidir.
Motosiklet Kazalarında Kusur ve İtiraz Hakkı
Şayet kazazede kaza anında ifade veremeyecek durumda ise veya olay yerinden doğrudan hastaneye sevk edildiyse olay yerinde polis veya jandarma tarafından bir trafik kazası tespit tutanağı tutulmaktadır. Takdir edilecektir ki bu trafik kazası tespit tutanağı ifade yönünden tek taraflı olacağı için daha sonra kazazedenin ifadeleriyle kusur dağılımı yenilen değerlendirilecektir. Kazazede ifade verecek duruma geldiğinde kazanın bulunduğu en yakın polis veya jandarma karakolundan kişinin ifadesinin alınması için davet gönderilmektedir veyahut hastanede hastane polisi tarafından bizzat ifade alınmaktadır.
Bu süreç içerisinde tarafların gerçekleşen trafik kazasındaki kusurlarının dağılımının tespiti için sürecin savcılık aşamasında bir kusur bilirkişi tarafından incelenmesi gerekmektedir ve tarafların kusur dağılımı buna bağlı olarak dağıtılmalıdır. Kazazedeler tarafından kimi zaman gerek duygusal gerekçelerle, gerekse kişinin kendisinde kusur olduğunu düşünmesi sebebiyle ifade verilmesi aşamasında karşı taraftan şikâyetçi olmamaktadır. Bu durumda da savcılık tarafından kusur bilirkişisi tarafından tarafların kusurları belirlenememekte ve herhangi bir şikâyette bulunulmaması sebebiyle savcılık dosyası da kapatılmaktadır. Açıkça belirtmek isteriz ki kazada tarafların kusurunun hangi oranda olduğunun belirlenmesi teknik bir işlemdir. Kişinin kendisinde ağır kusur olduğunu düşünmesine rağmen çıkan kusur bilirkişi raporunda kişi de kusursuz olduğu bir pay veyahut kusur verilmemesi ihtimali de bulunmaktadır. Zira yargıya yansıyan olaylarda; otomobil sürücüsünün tek taraflı ifadeleriyle oluşturulan trafik kazası tespit tutanakları, yargılama safhalarında kusur dağılımı noktasında değiştirilmektedir. Bu süreçte tarafların ifadeleri, görgü tanıklarının ifadeleri, olay yerinde bulunan güvenlik kameraları ve yollarda bulunan EDS sistemleri, çevrede bulunan kamera kayıtları incelenerek kazanın esas oluş şekli tespit edilmesi yoluyla sağlanmaktadır. Aynı zamanda savcılık makamı veya mahkeme tarafından olay yeri incelenerek keşif yapılması suretiyle yukarıda sayılan deliller toplanılıp eldeki veriler ile yeniden kusur dağılımı yapılması mümkündür.
Motosiklet Kazalarında Yaralananların Kalıcı Maluliyet Tespiti
Yaralanmalı motosiklet kazalarında maluliyet oranının tespiti için Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen devlet hastanelerinde sağlık kurulu raporu alınması gerekmektedir. Kazada doğan yaralanan uzva göre göre değişmekle birlikte, kazadan itibaren 6 ay geçmekle sağlık kurulu raporu alınması konusunda kazazedenin veya vekilini başvuru hakkı doğmaktadır. Hastaneden alınması gereken rapor türü "22.02.2019 tarihli ERİŞKİNLER İÇİN ENGELLİLİK DEĞERLENDİRMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK'in gereğince "Erişkinler İçin Terör, Kaza ve Yaralanmaya Bağlı Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporu" raporudur. Bu kanundan önce alınması gereken rapor ise Adli Tıp Kurumu Mütalaası’dır. Bu bağlamda bu ayrıma son derece dikkat edilmesi gerekmekte, aksi halde büyük hak kayıpları söz konusu olmaktadır.
Bu başvuru sonrası kaza ile ilgili bağlantı kurulan kalıcı bedeni hasarlar tespit edilir. Bize göre kusur dağılımının sağlıklı bir biçimde dağılmasından sonraki en ehemmiyetli süreç sağlık kurulu raporu alınması sürecidir. Zira bu süreçte kazazededeki maluliyetin tam olarak eksiksiz bir biçimde incelenebilmesi için kazazede ile birlikte sürecin takibi son derece önemlidir. Bu aşamada travmatik bir olayın bizzat sujesi olan kazazededen yaşadığı sağlık sorunlarını tam olarak izah etmesi beklenilemez. Bu nedenle sağlık kurulu raporu alınması aşamasında hastanenin hangi konularda inceleme yapacağı, hangi belgelerin sigorta şirketi ve hastaneye sunulup sunulmayacağı özellikle incelenmeli ve incelemeyi yapacak hekimlere detaylı bir biçimde izah edilmelidir. Bu aşamada sigorta şirketi tarafından rapora dair bir itiraz gelmemesi halinde sigorta şirketi tarafından ödeme safhasına geçilmektedir.
Motosiklet Kazalarında Sigorta Süreci
Gerçekleşen trafik kazası sonrasında yaralanmalı kazalarda 8 yıl, içinde ölümün olduğu ve aynı zamanda yaralanma gerçekleşen motosiklet kazalarında sigorta şirketine başvuru talep zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre zarfında sigorta şirketine başvuru yapılması halinde sigorta şirketine kazaya dair belgeler sunularak bildirim yapılması gerekmektedir. Sigorta şirketi ise ödeme şartı olarak yukarıda saydığımız belgeleri temel olarak talep etmekte ve gerek kısmi gerekse tam ödeme yaparak kazazedenin tazminat ödemesini gerçekleştirmektedir. Hastane ve taburculuk işlemleri sonrası doğan ilaç ile fizik tedavi gibi giderlerden sigorta şirketi ayrıca mesul olmaktadır. Bu belgelerin eksiksiz bir biçimde toplanması ve 6 aylık iyileşme süresi sonrasında(iyileşme süresi sonrası devam eden tedavi giderleri de ayrıca talep edilebilir) sigorta şirketinden talep edilebilmektedir.
Refakatçi gideri, bakıcı gideri, faturalandırılmamış veya belgelendirilemeyen giderler ise sigorta şirketinden değil, kazadaki kusuru oranında kazaya sebebiyet veren taraftan istenmektedir. Hastanelerden verilen sağlık kurulu raporları kimi zaman eksik inceleme veya hastanenin yoğunluğundan veya ihmalden kaynaklı olarak hatalı değerlendirilebilmektedir. Bu durumda kimi zaman kazazede tarafına, kalıcı maluliyet oranı eksik veya fazla olarak verilebilmektedir. Bu durumda raporun verildiği hastanenin bulunduğu İl Sağlık Müdürlüğü’ne rapor hakkında itirazda bulunmak gerekmektedir. Bu süreçte yapılan en büyük hata ise doğrudan sigorta şirketi veya kazaya sebebiyet veren tarafa dava açılması işlemidir. Zira sigorta süreci tamamlanmadan açılan davalar bildirim şartı yerine getirilmediği için doğrudan reddedilmekte veya dava kabul edilse bile İstinaf Mahkemesi/Yargıtay aşamasında kararlar bozulmaktadır. Bu nedenle söz konusu tazminat ve sigorta sürecinin bir uzman avukat eliyle yürütülmesi gerekmektedir.
Ölümlü Motosiklet Kazalarında Tazminat Süreci
Motosiklet kazaları da tek taraflı ve çift taraflı olabilmektedir. Bu bakımdan her iki ihtimalide sizler için makalemize konu ettik. Tek taraflı motosiklet trafik kazasında yolcu olarak bulunan yakını vefat edenlerin destek tazminatı hakkı ve süreci şu şekilde işler. Tek taraflı motosiklet trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan yakınlarını kaybedenlerin hukuki durumu her yönüyle tazminat hak etmeye elverişlidir. Bu kapsamda hesaplanacak tazminatın adı destekten yoksun kalma tazminatıdır. Vefat eden kişinin anne ve babası evli ise çocukları ve eşi. Herkese küçük çocuklarda küçük çocuğun anne ve babası, kardeşler arasında destek söz konusuysa kardeşleri tazminat hakkına sahip olmaktadır. Burada destek kavramını biraz açıklamamız gerekmektedir destekten kasıt kişinin çalışıyor olması değil sağ kalanlara varlığıyla olduğu maddi ve manevi destektir. Bunun herhangi bir şekilde ölümle kesilmesi durumunda bahsettiğimiz tazminat doğmaktadır. Tazminat bedeli belirlenirken sağ kalanların yaşı, aylık gelirleri ve müteveffanın yaşı ve aylık geliri ile kazanın gerçekleştiği tarihteki sigorta teminat limiti dikkate alınmaktadır.
Motosiklet Kazalarında Rücu
Rücu kelimesini çok sık duysak da birçoğumuzun tam olarak kelime anlamına vakıf olmadığı bir konudur. Bu bakımdan ötürü motosiklet kazalarından sonra ödenen tazminatın kişiden geri istenmesine sigorta firmasınca rücu denir. Burada rücuya neden olacak kalemleri sizlere açıklayalım. Gerek çift taraflı gerek tek taraflı motosiklet trafik kazalarında rücu, yani ödenen tazminat ödemesinin kusurlu olduğu düşünülen taraftan geri istenmesi için kazada kusurlu olan tarafın "kasta yakın" bir kusurunun söz konusu olması gerekmektedir. Yani aracı bilerek ve isteyerek kazaya sürüklemek, ağır uyuşturucu madde etkisindeyken araç kullanmak (alkol hariç, burada promil oranı önemlidir), gibi örnekler rücu şartlarının dolması için örnek verilebilecek durumlardır. Yani kişinin aracın kontrolünü kaybetmesi, yolun bir kısmının bozuk olması sebebiyle gerçekleşen kazalar, ehliyetsiz araç kullanmak, aracı bir başkasının kullanması, aracın hızlı kullanılması yani sürat sebebiyle gerçekleşen kazalar, sürücünün dışında gelişen herhangi bir olay sebebiyle gerçekleşen kazalar RÜCU kapsamına girmemektedir. Yani sigorta şirketinin bu durumlarda hiçbir şekilde ödenen tazminatı geri talep etme hakkı bulunmamaktadır. Sigorta şirketi kişilerin kusuru olsun veya olmasın bu anlamda kişileri suçluluk psikolojisine sokmak için bu bedelleri haksız olarak talep etmekte ve bazen hukuken ödenmemesi gereken bedelleri vatandaşlarımızdan almaktadır bu bedellerin ise iadesi hukuken mümkündür.
Motosiklet Kazalarında Kaskın Kusura Etkisi
Motosikletlerin dahil olduğu trafik kazalarında sürücünün veya yolcunun kask takmaması %15 veyahut %20 oranında bir tazminat indirim sebebidir ve kask takılmaması tek başına bir kusur sebebidir. İndirimden kasıt olan husus kişiye ödenecek olan toplam tazminattan yüzdelik olarak düşümdür. Örneğin; 100.000 TL tazminata hak kazanan 1 kişi için kask takmaması durumunda kendisine ödenecek olan Bedel 85.000-80.000 TL üzerinden hesaplanmaktadır. Burada en sık sorulan sorulardan birisi kazada kafa bölgesinin herhangi bir hasar almamasına rağmen, yine de kask takılmaması konusunda bir indirim yapılmasının söz konusu olup olmayacağıdır. Bu soruyu cevaplandıracak olursak; hukuken kask takılmaması Yargıtay içtihatlarınca bir müttefik yani birlikte kusur sebebidir Bu nedenle kişinin motosiklet kullanmak ta şart olarak ileri sürülen bir ekipmanı kullanmaması kendisini kusurlu kılmaktadır. Bu durum hukuken tıpkı otomobillerde emniyet kemerinin takılmaması haline benzemektedir.
Kazada Motosikletin Değer Kaybının Sigortadan Talebi
Motosiklet kazasının çift taraflı veya birden fazla aracın karıştığı bir kaza olduğunu varsayarsak. Gerçekleşen trafik kazasında kusuru daha fazla olan taraftan, yani karşı tarafın Zorunlu Trafik Sigortası’ndan motosikletin uğramış olduğu hasarın bedelinin talep edilmesi mümkündür. Bu süreçte aracın servise bırakılarak sigortaya hasarın ihbarı talep edilebileceği gibi, sigortadan aracın tamiri için yer göstermesi de talep edilebilir. Burada hem hasar bedeli hemde motorun kaybettiği kazanç değeri yani değer kaybı da istenebilmektedir.
Motosiklet Kazası İş Kazası Mıdır?
Motosiklet kazaları kişilerin bireysel motor kullanmaları dışında bir işte çalışırken işe giderken iş için seyahat ederken gerçekleşen tüm motor kazaları ister çift taraflı ister tek taraflı olsun iş kazası olarak kabul edilir. Motor kazalarında iş kazasında çift taraflı kaza ise burada hem kazaya karışan ve kusuru varsa aracın sigorta firması hemde iş veren sorumlu olmaktadır. Kaza tek taraflı ve motor sürücüsünden kaynaklı ise ortada bir sigorta yokken burada motorun kullanılmasını isteyen yani iş veren iş kazası yönünden sorumlu olmaktadır. Zarar gören kişinin iş kazasından kaynaklı tazminat hakkı doğmaktadır. Motosiklet kazalarında iş kazasına giren durumlar gerçekleştiğinde eğer kişi de vefat etmiş ise yine iş veren geride kalanlar için destek tazminatı ödemek zorundadır.