İçindekiler
Arabuluculuk, Türk Hukukuna 2012 yılında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile girmiştir. Bunun öncesinde konuya ilişkin herhangi bir düzenleme Türk Hukukunda bulunmamaktadır. Devam eden süreçte önce iş hukukunda ( 7036 Sayılı İş Mahkemeleri kanunu 3’üncü madde) sonrasında ise Ticaret Hukukunda (6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 5A maddesi) ve Tüketici Hukukunda ( 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 73A maddesi) dava şartı haline getirilmiştir. Arabuluculuğun dava şartı haline getirilmesi sebebiyle; bahsi gecen kanunlarda belirtilen hususlara ilişkin olarak arabuluculuk yoluna gitmeden, doğrudan dava açmak mümkün değildir, aksi halde acılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilecektir.
Arabuluculuk değişik şekillerde tanımlanabilir; bağlayıcı bir tanımı yoktur. Kanun koyucu arabuluculuğu: Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak tanımlamaktadır. Bu tanımdan yola çıkarak biz de arabuluculuğu kısaca; tarafların, aralarındaki uyuşmazlığı, gerektiğinde çözüm önerisi de sunabilecek, uzmanlık eğitimi almış arabulucunun katılımıyla, barışçıl yöntemlerle çözme gayreti olarak tanımlayabiliriz.
ARABULUCU KİMDİR?
Kanun koyucu arabulucuyu; arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişi olarak tanımlamıştır. Biz de arabulucuyu kısaca: arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi için temel bilgileri, iletişim teknikleri, müzakere ve uyuşmazlık çözüm yöntemleri ve davranış psikolojisi gibi gerekli eğitimleri almış, gerektiğinde taraflara çözüm önerileri sunabilen, arabuluculuk siciline kayıtlı olan gerecek kişi, olarak tanımlayabiliriz.
KİMLER ARABULUCULUK YAPABİLİR?
İster ihtiyari, ister zorunlu olsun, arabuluculuk yapabilmek için Adalet Bakanlığınca tutulan sicile kayıtlı olmak şarttır. Bu sicile kayıtlı olmadan arabuluculuk yapmak mümkün değildir. Bu makalenin yazarı da 6018 sicil numarası ile Arabuluculuk Siciline kayıtlıdır. Sicile kayıtlı arabulucu olabilmek için ise;
Türk vatandaşı olmak, hukuk fakültesi mezunu olmak, mesleğinde beş yıllık tecrübeye sahip olmak, tam ehliyetli olmak( ergin ve ayrıt etme gücüne sahip olup kısıtlı olmamak), kanunda belirtilen suçlardan hüküm giyememiş olmak, arabuluculuk eğitimini tamamlayıp Bakanlıkça yapılan sınavda başarılı olmak gerekmektedir.
ARABULUCULUĞUN FAYDALARI NELERDİR?
Ülkemiz gibi yargı süreçlerinin masraflı ve çok uzun olduğu ( ortalama 3 ile 5 yıl arasında değişmektedir) ve paranın hızla değer kaybettiği ülkelerde arabuluculuk, çok kısa sürede ( uyuşmazlığın konusu ve müzakere sürecine göre ortalama 1 hafta ile 1 ay arasında değişmektedir.) ve masrafsız olarak sonuca ulaşmamızı sağlamaktadır.
Öncelikle arabuluculuk süreci masrafsızdır. Dava sürecinde olduğu gibi başvuru yapmak ve başvurunuzu devam ettirmek için harç ve masraf ödemek zorunda değilsiniz. Örneğin 100.000,00TL bir davayı kaybetmeniz halinde ödeyeceğiniz mahkeme masrafı ve harç tutarı yaklaşık 8.000,00TLdir. Bu miktara, karşı tarafa ödeyeceğiniz dava vekâlet ücreti dâhil değildir ki bu da 13.450,00TL tutmaktadır. Açmış olduğunuz davayı kazanmanız halinde bile dava sonuçlanıncaya kadar ödeyeceğiniz dava masrafı en az 3.000.00TL civarındadır. Oysa arabuluculuk süreci sonunda 100.000,00TL’lik bir uyuşmazlık için anlaşmaya varılması halinde ödenecek olan toplam arabulucu ücreti 5.500,00TL olup taraflar aksini kararlaştırmamışsa bu ücret yarı yarıya ödenir. Bu da taraf başına 2.750,00TL yapmaktadır ki bu miktar açacağınız davayı kazanmış olsanız dahi dava sürecinde yapacağınız asgari masraf tutarının altındadır.
Arabuluculuk süreci hızlıdır, hakkınıza kavuşmak için yıllarca beklemek zorunda kalmazsınız. Ülkemizde dava süreçleri ortalama 3 ile beş yıl arasında sürmektedir. Örneğin iş ilişkisinden kaynaklanan alacak davası ortalama 1-1,5 yıl ilk derece mahkemesinde devam etmekte, bu davanın istinaf süreci ise 3,5 yıl (üç buçuk ) yıl sürmektedir. Oysa böyle bir uyuşmazlığın arabuluculuk süreci en fazla 4 hafta sürmektedir.
Arabuluculuk süreci ilişkilerinize zarar veremez. Dava sürecine girdiğinizde karşı tarafla hasım olursunuz ve mevcut ilişkileriniz bozulur. Oysa arabuluculuk sürecinde aynı masa etrafında müzakere edersiniz ve anlaşmanız halinde masadan el sıkışarak kalkarsınız. Bu durum mevcut insani, ticari veya ailevi ilişkilerinizin bozulmadan devam etmesini sağlar.
Arabuluculuk sürecinde kontrol tarafların elindedir. Taraflar aralarındaki uyuşmazlığı serbestçe müzakere edip onun üzerinde tartışabilir, istedikleri teklifleri ileri sürebilirler. Hatta bu süreçte uyuşmazlık konusunu kabul edip sonra bundan vazgeçebilirler. ( Bu durum sadece müzakere süreci için geçerlidir. Son tutanak tutulduktan sonra bundan vazgeçmek mümkün değildir) Süreç içerisinde geniş bir özgürlük alanına sahiptirler. Oysa dava süreci belli kalıplara bağlı olarak ilerler ve taraflar arabuluculuk süreci gibi özgür değildir; dava konusunu kabul edip sonra bundan vazgeçmek veya ikrar ( kabul) ettiği hususları inkâr etmek gibi bir lüksü yoktur. Kısaca, ilişkilerinizi bozmandan hakkınıza kavuşmak için en etkili, en kısa ve en masrafsız yol ARABULUCULUKTUR.
ARABULUCULUĞA NE ZAMAN BAŞVURULABİLİR?
Arabuluculuk sürecine başvurmak için öngörülmüş özel bir süre yoktur. Her zaman arabuluculuğa başvuru yapılabilir. Fakat arabuluculuğa başvuru yapmak için kanunlarda bir süre öngörülmüş ise bu sürenin kaçırılmamasına dikkat edilmelidir. Örneğin işe iade talebi ile arabulucuya başvuru yapılabilmesi için fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde arabulucuya başvuru yapmak zorunludur. (İş kanunu m.20) Aksi halde başvuru süresinde yapılmadığı için reddedilecektir.
ARABULUCULUĞA HÂKİM OLAN İLKELER NELERDİR?
- İradi Olma ve Eşitlik İlkesi
Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. Fakat dava şartı-zorunlu arabuluculuğun öngörüldüğü hallerde, arabulucuya başvurup anlaşma sağlanamadığına dair son tutanak düzenlenmeden ve bu tutanağı dava dilekçesine eklemeden dava açmak mümkün değildir. Aksi halde açılan dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilecektir.
Taraflar, gerek arabulucuya başvururken gerekse tüm süreç boyunca eşit haklara sahiptirler.
- Gizlilik
Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür. Yine taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça taraflar ve görüşmelere katılan diğer kişiler de bu konudaki gizliliğe uymak zorundadırlar.
- Beyan veya Belgelerin Kullanılamaması
Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği. Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüşler ve teklifler. Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü. Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler, uyuşmazlıkla ilgili bir dava açıldığında veya tahkim yoluna başvurulduğunda taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa katılanlarda dahil üçüncü bir kişi, belirtilen belge veya beyanları delil olarak ileri süremez ve bunlar hakkında tanıklık yapamaz. Belirtilen bilgilerin açıklanması mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından istenemez. Bu bilgi veya belgeler, öngörülenin aksine, delil olarak sunulmuş olsa dahi hükme esas alınamaz. Arabuluculuk sürecinde tarafların olabildiğince rahat olması sağlanarak barışçıl yoldan çözüme ulaşılması amaçlanmıştır. Tarafların hiçbir baskı altına kalmadan aklından geçenleri ileri sürebilmeleri, anlaşmazlık konusu üzerinde çekinmeden müzakere edebilmeleri temin edilmeye çalışılmıştır.
Unutulmamalıdır ki tarafların elinde bulunan bir belge sırf arabuluculuk görüşmelerinde sunuldu diye açılacak olan hukuk davası veya tahkimde delil olma vasfını kaybetmez. Örneğin bir alacağa ilişkin olan uyuşmazlıkta, alacaklının elinde bulunan senet, sırf arabuluculuk görüşmelerinde sunuldu diye delil olma vasfını kaybetmez. Sürecin anlaşmazlıkla sonuçlanması halinde, senet sahibi taraf, açacağı hukuk davasında bu senedi delil olarak kullanabilir.
- Arabulucunun Tarafsızlığı
Arabulucu tarafsızdır; bir tarafın vekili ya da kanuni temsilcisi değildir. Taraflara eşit mesafede olup temel amacı; aralarındaki uyuşmazlığı çözmek için anlaşmazlık noktalarını açığa çıkararak tarafların müzakere etmelerini sağlamak, gerekli gördüğü hallerde onlara çözüm önerileri de sunarak bütün tarafların masadan el sıkışarak kalkmasını sağlamaktır.
ARABULUCULUĞA ELVERİŞLİ UYUŞMAZLIKLAR NELERDİR?
Temel ölçüt: bir uyuşmazlığın “ Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlem” olup olmamasıdır. Eğer taraflar bir uyuşmazlık üzerinde serbestçe tasarruf edebiliyor ve sulh olmak suretiyle o uyuşmazlığı sona erdirebiliyorsa bu uyuşmazlık arabuluculuğa elverişlidir. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildikleri bütün özel hukuk uyuşmazlıkları ( aşağıda incelenecek olan dava şartı zorunlu arabuluculuk halleri de dahil) arabuluculuk kapsamındadır. Taraflar bir uyuşmazlık üzerinde sulh olabiliyorsa o konu arabuluculuğa elverişlidir.
- Çek
- Bono
- Komisyon sözleşmesi
- Rehin karşılığı ödünç
- Sigorta uyuşmazlıkları
- Şirketler hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar
- Banka ve finans kuruluşları ile yaşanan uyuşmazlıklar gibi ticari uyuşmazlıklar
- İşe iade istemleri
- Kıdem tazminatı
- İhbar tazminatı
- Fazla mesai
- Eşit davranmama tazminatı
- İş ve çalışma ilişkisinden veya iş akdinin feshinden kaynaklanan bütün uyuşmazlıklar
- Kredi kartı
- Tüketici kredileri
- Ayıplı mal
- Bankacılık sözleşmeleri
- Sigorta
- Ulaşım
- Kargo
- Devre mülk
- Paket tur
- Özel hastane ilişkilerinden doğan sayısız uyuşmazlık gibi tüketici hukukunu ilgilendiren uyuşmazlıklar
- Kira bedelinin ödenmemesi
- Kira bedelini tespit ve tahliye gibi kira uyuşmazlıkları
- Nişanın bozulması sonucu hediyelerin iadesi
- Maddi ve manevi tazminat istemleri
- Evliliğin sona ermesi halinde mal paylaşımı
- Nafaka gibi aile hukukundan doğan uyuşmazlıklar ve benzeri aklınıza gelebilecek neredeyse bütün özel hukuk uyuşmazlıkları arabuluculuğa elverişlidir.
Kamu hukuku uyuşmazlıkları ile özel hukuk uyuşmazlığı olmakla birlikte tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği iş ve işlemlerden olmayan, kamu düzenine ilişkin olan uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir. Örneğin çocuğun velayeti konusu böyledir. Eşler, çocuğun velayeti konusunda anlaşsalar bile mahkeme, çocuğun üstün menfaatini gözeterek tarafların anlaşması dışında karar verebilir. Yine nüfus kayıtlarının düzeltilmesi hususu özel hukuk alanına ait olduğu halde kamu düzeni yönü ağır bastığı için arabuluculuğa elverişli değildir, bunun gibi boşanma kararını da mahkeme vermek zorundadır. Aile içi şiddet iddiası içeren uyuşmazlıklar da arabuluculuğa elverişli değildir.
ARABULCULUĞUN TÜRLERİ NELERDİR?
Arabuluculuğu zorunlu ve ihtiyari arabuluculuk olarak ikiye ayırmak mümkündür. Bir uyuşmazlık hakkında arabuluculuk müessesesine başvuru yapmadan dava açamıyorsak; diğer bir söyleyişle dava açmak için arabuluculuk müessesesine başvurmak yasal şart haline getirilmişse zorunlu arabuluculuk; yasalarda herhangi bir zorlama olmamasına rağmen taraflar, aralarındaki uyuşmazlığı arabuluculuk müessesi yoluyla çözmek için bu yola başvurması halinde ise ihtiyari arabuluculuk söz konusudur.
ZORUNLU-DAVA ŞARTI ARABULUCULUK HALLERİ NELERDİR?
Zorunlu arabuluculuğun kapsamını genişletme çalışmaları devam etmekle birlikte Ekim 2021 yılı itibari ile zorunlu arabuluculuk, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri kanunu 3’üncü, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 5A ve 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 73A maddesin de düzenlenmiştir. Arabuluculuk yoluna başvuru yapmadan önce uyuşmazlığın hangi hukuk alanına ( İş Hukuku, Ticaret Hukuku, Tüketici Hukuku) girdiğinin tespit edilmesi önem arz etmektedir. Şimdi bu düzenlemelere teker teker göz atalım.
- İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk
12.10.2017 tarihli, 7036 saylı İş Mahkemeleri Kanunun 3’üncü maddesi gereğince, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
İşçi veya işveren alacağı ve tazminatı ya da işe iade talebi içeren davalarda arabuluculuk faaliyeti sonucu düzenlenen “ anlaşmaya varılamadığına dair son tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği “nin dava dilekçesine eklenmemesi halinde, mahkeme, davacı tarafa bir haftalık kesin süre içerisinde tutanağın aslının veya onaylı bir örneğinin mahkemeye sunulmasını bildirir, bu süre içerisinde tutanağın aslı veya onaylı bir örneği mahkemeye sunulmazsa açılan dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir.
Arabuluculuk son tutanağının aslının veya onaylı bir örneğinin sunulması için tanın bir haftalık kesin süre, arabuluculuk sürecinin tamamlanıp son tutanağın düzenlemesi için tanınan bir ek süre değildir. Bir haftalık süre, son tutanağın dava açılırken dava dilekçesine eklenmesinin unutulmuş olması ihtimaline karşı düzenlenmiştir. Mahkeme, dava açılmadan önce arabuluculuk sürecinin yürütülmediği ve son tutanağın oluşturulmadığını tespit ederse herhangi bir işlem yapmaksızın, açılmış olan davayı dava şartı yokluğu nedeniyle reddeder.
İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında arabuluculuk hükümleri uygulanmaz. Diğer bir söyleyişle; İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davası açmak için öncelikle arabulucuya başvuru şartı yoktur; İş Mahkemelerinde doğrudan dava açılabilir.
Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenir. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu görevlendirilir.
İş uyuşmazlıklarında arabuluculuk süreci için tanına süre üç haftadır. Arabulucu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde başvuruyu sonuçlandırır. Zorunlu hallerde arabulucu bu süreyi bir hafta daha uzatabilir.
Başvurucunun arabuluculuk bürosuna başvurduğu tarihten son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı süreleri işlemez, hak düşürücü süreler durur.
Taraflar arabuluculuk toplantısına bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları vasıtasıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belge ile yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır.
Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları durumunda, arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı dikkate alınarak hesaplanır.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı ( 680,00TL 2021 yılı için) Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre( taraf başına 1 saati: 170,00TL) karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır, ileride haksız çıkan tarafa yükletilir.
- Ticaret Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa 6/12/2018 tarihinde eklenen 5A maddesi ile Türk Ticaret Kanunu ve diğer kanunlarda düzenlenen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Dikkat edilmesi gereken husus, ticari davalar sadece Türk Ticaret Kanunu kapsamında olanlarla sınırlandırılmamış, diğer kanunlarda düzenlenen ticari nitelikteki davalarda dava şartı arabuluculuk kapsamına alınmıştır. Önemli olan bir diğer husus ise: bir ticari uyuşmazlığın dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için konusunu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak veya tazminat talepleri oluşturması gerekir. Eğer uyuşmazlığın konusunu bir miktar para veya tazminat talebi oluşturmuyorsa dava ticari nitelikte de olsa dava şartı arabuluculuk kapsamında değildir. Bu tür uyuşmazlıklar için arabuluculuğa başvuru yapmadan doğrudan dava açılabilir. Örneğin haksız rekabetin tespiti veya men’ine ilişkin davalar Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olup( TTK m.54 vd) mutlak nitelikte ticari davalardır. Fakat haksız rekabetin tespiti ve men’ine ilişkin taleplerin konusu bir miktar para veya tazminat olmadığı için buna ilişkin davalar dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmaz; arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açılabilir.
Ticari uyuşmazlıklarda arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.
Diğer hususlara ilişkin konular yukarıda izah edilen iş hukukundaki uyuşmazlıklar gibidir. Ücret konusunda Arabuluculuk Ücret Tarifesinin Ticari Uyuşmazlıklara ilişkin olan bölümü uygulanır.
- Tüketici Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna 22.07.2020 tarihinde eklenen 73A maddesi uyarınca: Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Şu kadar ki, aşağıda belirtilen hususlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz:
- Tüketici Hakem Heyetinin Görev Kapsamında olan uyuşmazlıklar
- Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
- Tüketici örgütleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Bakanlık; haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve Tüketici Kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde açacakları davalar.
- Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun tespiti, üretiminin veya satışının durdurulması, ayıbın ortadan kaldırılması ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması için Bakanlık, tüketiciler veya tüketici örgütleri tarafından açılacak olan davalar.
- Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar
2021 yılı için 11.330,00TL’nin altındaki uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemelerine başvuru yapılmaz. Uyuşmazlık miktarına göre İlçe veya il Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yapmak zorunludur. Eğer uyuşmazlığın miktarı 7.550,00TL’nin altında ise İlçe Tüketici Hakem Heyetine, uyuşmazlığın miktarı 7.550,00TL ile 11.330,00TL arasında ise İl Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapmak zorunludur. Uyuşmazlığın miktarı 11.330,00TL’nin üzerinde ise Tüketici Mahkemesine başvuru yapmadan önce arabuluculuk yoluna başvuru yapılmalı, anlaşma sağlanamaması halinde, düzenlenecek olan son tutanağın aslı veya onaylı bir sureti dava dilekçesine eklenerek dava açılmalıdır. Parasal sınırlar her yıl değişmekte olup belirtilen miktarlar 2021 yılı için geçerlidir. Tüketici Hakem Heyetlerinin ( İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetleri) vermiş olduğu kararlara karşı Tüketici Mahkemesinde itiraz edilebilir. Hakem Heyeti kararlarına karşı Tüketici Mahkemesinde itiraz yoluna başvurmadan önce arabuluculuk yoluna başvurmak zorunlu değildir. Bu kararlara karşı doğrudan dava yoluna başvuru yapılabilir. Tüketici işlemi mahiyetinde olup, taşınmazın aynından doğan davalara arabulucuya başvuru zorunluluğu yoktur. Tapu iptali ve tescil, müdahalenin men’i davaları örnek olarak verilebilir. Taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalara ilişkin olarak arabuluculuk yoluna başvuru yapmak zorunlu olmayıp doğrudan dava açılabilir. Yukarıda İş hukuku uyuşmazlıklarında belirtilen, ilk toplantıya katılmama halinde toplantıya katılmayan tarafın davada haklı çıksa bile yargılama giderlerinin tamamından sorumlu olması ve bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi kuralı tüketici aleyhine uygulanmaz. Yani tüketici olan taraf ilk toplantıya katılmasa bile açılacak olan davada haklı çıkması halinde yargılama giderlerinden sorumlu olmaz ve lehine vekâlet ücretine hükmedilir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya tarafların anlaşmaları ya da anlaşamamaları hâlinde tüketicinin ödemesi gereken arabuluculuk ücreti, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Tüketicinin, hiçbir şekilde, arabuluculuk ücreti ödeme yükümlülüğü yoktur. İzah edilenler dışında kalan diğer hususlarda İş Hukukuna ilişkin açıklamalar Tüketici Hukuku için de geçerlidir. Ücret konusunda Arabuluculuk Ücret Tarifesinin Tüketici Uyuşmazlıklarına ilişkin olan bölümü uygulanır.
İHTİYARİ ARABULUCULUK NEDİR?
Kanunen bir zorunluluk bulunmamasına rağmen tarafların veya taraflardan birinin uyuşmazlığın çözümü için arabulucuya başvurması halinde ihtiyari arabuluculuk söz konusu olur. İhtiyari arabuluculuk süreci de tıpkı zorunlu arabuluculuk hallerinde olduğu gibi sicile kayıtlı arabulucular tarafından yürütülebilir. Dava şartı-zorunlu arabuluculuk sonucu düzenlenen son tutanak ile ihtiyari arabuluculuk sonucu düzenlenen son tutanak arasında yasal bağlayıcılık bakımından fark yoktur. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması halinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.
Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Dava açılmasından sonra arabulucuya başvuru hâlinde ise bu süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri ya da duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Dava şartı-zorunlu arabuluculukta arabuluculuk bürosuna başvuru tarihinden son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen süre içinde zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin hesap edilmeyeceği hüküm altına alınmışken ihtiyari arabuluculukta sürenin başlangıcı, taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlamaktadır.
ARABULUCULUK SÜRECİNİN SONA ERMESİ NASILDIR?
Arabuluculuk süreci anlaşma veya anlaşamama şeklinde sona erebilir. İki hali de ayrı ayrı inceleyelim.
- Arabuluculuk süreci sonunda tarafların ANLAŞMASI
Taraflar, aralarındaki uyuşmazlık hakkında anlaşmaya varması halinde, anlaşma belgesi düzenlenir, bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır. Uyuşmazlık bölünebiliyorsa belirli kısımlarda anlaşmak da mümkündür. Bu durumda anlaşılan ve anlaşılamayan hususlar tutanağa geçirilir. Anlaşılan kısımlara ilişkin dava açılmaz. Örneğin, kıdem, ihbar ve fazla mesai konularına ilişkin olarak arabulucuya başvurulmuş ve taraflar kıdem tazminatı konusunda anlaşmaya varmış olsun. Bu durumda kıdem tazminatına ilişkin taraflar dava açamazken ihbar ve fazla mesaiye ilişkin olarak dava açabilirler.
Tarafların anlaşmaya varması halinde anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesini arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden isteyebilirler. Eğer arabulucuya uyuşmazlığa ilişkin dava devam ederken başvuru yapılmışsa o zaman icra edilebilirlik şerhi uyuşmazlığın görüldüğü mahkemeden talep edilir. İcra edilebilirlik şerhini içeren anlaşma ilam niteliğinde belge sayılır. Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.
- Arabuluculuk Faaliyeti Sonunda Tarafların ANLAŞAMAMASI
Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamaması halinde de bu durum bir tutanak ile tespit edilir. Tutanağa nelerin geçirileceğine taraflar karar verir. Arabulucu tarafından düzenlenen bu belge, arabulucu, taraflar, kanun temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflarca imzalanmazsa sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır. Arabulucu düzenlemiş olduğu son tutanağın bir suretini faaliyetin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğe gönderir.
Taraflar, anlaşamadıkları konulara ilişkin olarak dava açma hakkına sahiptirler. Dava açmak için uyuşmazlığa ilişkin olarak kanunlarda özel bir süre öngörülmüş değilse genel dava açma süresi içinde dava açılabilir. İşe iade davalarında son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde dava açılması gerektiği unutulmamalıdır.
Arabuluculukta Yapılan Anlaşma İptal Edilebilir Mi?
Arabuluculuk tutanağı veya arabuluculuk işlemi iptal edilebilir mi? soruları tarafımıza sıkça sorulmaktadır. Arabuluculukta imzalanan belgelerin iptali için belirli şartlar vardır. Bu şartların ilki Türk borçlar kanunu'nda belirtilen hata hile ve korkutma sonucu taraflardan birinin imza atmasıdır. Gerçekten de hata hile ve korkutma bunun yanında tehdit şantaj gibi durumlarda arı bulculuk tutanağının iptali mümkündür. Şayet arabuluculuk işleminde bir bedel ödendi ise bu bedel de daha sonra yargılama sürecinde taraflara iade edilebilir veya yargılama süreci bitinceye kadar kişi de muhafaza edilebilir. Arabuluculuk işleminin iptali için ayrıca bir dava açılması gerekmektedir bu davada her türlü delil ileri sürülüp yargılamaya konu edilebilmektedir. Şayet arabulucunun niyetinin kötü olması söz konusu ise savcılığa ayrıca şikayet edilebilmektedir.