İçindekiler
Ülkemiz genel olarak aile yapısı bakımından dünyanın örnek ülkeleri arasında yer almaktadır. Evlilik birliğinin kurulması toplum olarak benimsediğimiz bir durum iken toplumumuzda evlenen çiftlerin sonrasındaki sıkıntılarından ötürü boşanma da toplum içindeki gerçeklerden biridir. Boşanma özel hukuk içinde incelenen bir dal olarak sizlere bu alandaki tecrübe ve deneyimlerimizi boşanma avukatı kaleminden sunmak istiyoruz.
Boşanma ve Boşanma Davası
Boşanmak, her ne kadar hukuki bir işlem gibi görünse de şüphesiz hukukun en kişiselleştiği alanlardan biridir. Aile yaşamı ve evlilik birliği, toplumsal olarak ve hukuken önemli bir kurum olduğu kadar, özellikle bizim kültürümüzde bireylerin hayatını şekillendiren çok özel ve manevi bir yönü de bulunan ayrı bir kavramdır. Bu bakımdan boşanma, pek çok soruyu beraberinde getiren, boşanma avukatları içinde hukukun en hassas alanlarından biri olarak göze çarpmaktadır.
Eşim İle Anlaşamıyorum Nasıl Boşanırım?
Boşanma işlemi, evlilik gibi resmi kurumlarca tanınmayı gerektiren bir işlemdir, bu sebeple boşanmak için boşanma davası açmak gerekir. Dava açarken boşanma talebinin sebebini içeren bir dilekçe boşanma avukatı tarafından yazılmalı ve yetkili mahkemede dava açılmalıdır. Boşanmanın uygulamada ve kanunda farklı çeşitleri bulunmaktadır.
Boşanma Çeşitleri Nelerdir?
Boşanma, uygulamada anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma olarak iki çeşittir.
1.Anlaşmalı Boşanma
Anlaşmalı boşanmada, her iki eş de boşanmak istemeli ve bu konudaki ortak iradelerini ortaya koymalıdırlar. Anlaşmalı boşanma davası açabilmenin tek şartı evliliğin en az 1 yıl sürmüş olmasıdır. Bu dava türünde genellikle taraflar kendi aralarında bir protokol hazırlayarak imzalar. Bu sebeple anlaşmalı boşanmada dilekçelerin taraflar arasında tebliğ edilmesi ve cevap verilmesi gibi süreçlere gerek olmaksızın doğrudan duruşma günü verilir. Duruşma günü verilmesi mahkeme tarafından değerlendirme yapılabilmesi amacıyladır. Tarafların karşılıklı hazırlayarak imzaladığı protokol aile mahkemesinde görülecek olan duruşma sırasında hakim tarafından onaylanır ve boşanma kararı verilir.
2. Çekişmeli Boşanma
Çekişmeli boşanmada, tarafların boşanma konusunda ortak bir iradeleri bulunmayıp, boşanmaları konusundaki inceleme ve karar süreci mahkeme tarafından yürütülmektedir. Tarafların hazırladıkları dilekçeler karşılık olarak iletilir ve cevap vermeleri beklenir, sonrasında önincelemeye geçilir ve tüm bu süreçler tamamlandıktan sonra daha sonra duruşma için gün verilir. Çekişmeli boşanmada değerlendirilecek pek çok husus bulunur ve bu hususlarda tarafların uyuşmazlık yaşadıkları bilindiğinden doğru değerlendirme yapılabilmesi için bir hazırlık süreci gerekmektedir. Bu yüzden gerek hazırlık aşaması, gerek de duruşma süreci daha uzun sürebilmektedir. Uygulamadaki anlaşmalı ve çekişmeli boşanma ayrımının yanında kanunda bu ayrım, özel sebepli boşanmalar ve genel sebepli boşanmalar olarak yapılmıştır. Bu ayrıma göre kanunda boşanma sebepleri sınırlı sayıda sayılmıştır.
Genel Olarak Boşanma Davası Sebepleri Nelerdir?
Boşanma sebepleri kanunda özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebepleri olarak ayrılmaktadır:
Boşanmanın Özel Sebepleri
1-Zina
Zina kelime anlamı olarak, kanunen evlilik birliği içerisinde bulunan eşin, karşı cins ile kurduğu cinsel ilişki olarak tanımlanabilecektir. Eskiden aynı zamanda suç olan zina günümüzde yalnızca bir boşanma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Delil bulunması gerektiğinden, kanun nezdinde kanıtlanabilirliği zor bir sebeptir. Bu sebeple, zinanın kanıtlanamama ihtimaline karşılık sadece zinaya dayanılarak dava açmak riskli görülmektedir.
Zina sebebi ile boşanma davası açarken dikkat edilmesi gereken bir başka husus da zamanaşımıdır. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. Aldatıldığınızı öğrendikten sonra eşinizle tatile gider, özel gün kutlaması yaparsanız affetmiş sayılırsınız. Bu durumda da artık zina sebebi ile boşanma davası açma hakkınız ortadan kalkmış olacaktır. Mutlak boşanma sebebidir.
2-Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Muamele
Hayata kast, bir eşin diğer eşin yaşam hakkına yönelik kasıtlı fiillerinin tamamını kapsar. Bu eylemde yaralanma şart olmayıp, önemli olan kasıtlı bir hareketle öldürme iradesinin ortaya çıkmasıdır. Örneğin öldürmek için ateş edilmiş, ancak kurşunlar isabet etmemiş ise, yaralanma gerçekleşmese bile bu durumda da kasttan bahsedilecektir. Pek kötü muamele, eşe eziyet ve acı veren, bedeni veya ruhsal sağlığını bozan davranışlara denilmektedir. Burada muamelenin kanuna göre pek kötü olup olmaması, somut olaya göre hakim tarafından değerlendirilir.
Onur kırıcı davranış, Yargıtay içtihatlarında ağır derecede onur kırıcı davranma, eşini toplum nezdinde aşağılama, küçük düşürme, hakarette bulunma, sövme şeklinde ortaya çıkabileceği kabul edilmektedir. Mutlak boşanma sebepleridir.
3- Terk
Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Terk söz konusu olduğunda, 6 aylık süre terkten itibaren hesaplanır ancak ihtardan sonra 2 ay geçmesi gerektiği de unutulmamalıdır. Davaya hakkı olan eşin talebi ile hâkim, yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Ancak, boşanma davası açmak için 6 aylık sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz. 6 aylık süre ancak bu şekilde tamamlanırsa dava hakkı doğacaktır. İhtardan sonra davet edilen taraf eve döner ise, artık dava açmak mümkün değildir. Mutlak boşanma sebeplerinden biridir.
4-Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
Küçük düşürücü suç, toplum nazarında kişiyi utandıran, aşağılayan ve yüz kızartan suç demektir. Örnek olarak hırsızlık, dolandırıcılık, uyuşturucu madde kullanmak gibi suçlar verilebilir. Haysiyetsiz hayat sürme, namus, şeref ve itibar değerlerine aykırı bir yaşam sürmektir. Davanın bu sebebe dayanabilmesi için süreklilik arz etmesi gerekmektedir. Uyuşturucu bağımlılığı, sürekli alkollü olarak gezme, kumarbazlık buna örnektir.
Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Bu sebepte zamanaşımı yoktur, her zaman dava açılabilir. Hakim bu davada ortak yaşamın çekilmez hale gelip gelmediğini mutlaka araştıracaktır. Davacının konuyu evlenmeden biliyor olması ya da suçun evlenmeden önce işlenmiş olması halinde dava hakkı yoktur, dava açılsa bile boşanma hakim tarafından kabul edilmez. Affetme dava açılmasına engel teşkil etmez.
5-Akıl hastalığı
Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. Bu sebebe dayanıldığında da, ortak hayatın çekilmez hale gelmiş olduğunun ispati gerekir.
Herhangi bir süre sınırı yoktur ancak akıl hastalığının evlilik süresi içinde ortaya çıkmış olması gerekir. Eğer evlilik öncesinde akıl hastalığı vardı ise boşanmaya karar verilemez, evliliğin butlanı söz konusu olacaktır. Akıl hastalığı iradi bir durum olmadığı için diğer sebeplerde yapılan kusur tespiti yapılmaz. Nisbi boşanma nedenidir.
Boşanmanın Genel Sebepleri
Yalnızca özel sebebe dayanılarak açılmış davada özel sebep ispatlanamazsa genel sebebe dayanılarak karar verilemez. Bunun mümkün olabilmesi için iki sebep dayanak gösterilmeli, bir özel ve bir genel sebebe dayanılarak dava açılması gerekmektedir.
1-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması
Ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması sebebi ile boşanma davası açılacaksa, kusur kavramı büyük önem taşıyacaktır. Sunulan sebeplerin boşanmaya neden olup olmayacağı konusunda hakimin geniş takdir yetkisi vardır.
2-Anlaşmalı boşanma
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, anlaşmalı olarak boşanma mümkün olur. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve kamu yararı sebebi ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Tarafların her konuda uzlaşmış olmaları beklenir.
Hâkim, tarafların ve kamu yararı gereği de çocukların menfaatlerini göz önünde tutacaktır. Bu sebeple de taraflar arasında imzalanan anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca kabul edilmesi hâlinde boşanmaya karar verilir.
3-Fiili ayrılık sebebi ile boşanma
Bu sebepte en önemli unsur, taraflar arasında daha önce açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davasının bulunmasıdır. Boşanma talebi reddedildiğinde tekrar boşanma davası açabilmek için red kararının kesinleşmesinden itibaren en az 3 yıl geçmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, bu 3 yıl içinde evlilik birliğinin yeniden kurulamamış olması şarttır. Açılıp reddedilmiş bir boşanma davası yoksa bu maddenin uygulanması mümkün değildir. Açılacak davanın, önceki red sebebinden farklı bir sebebe dayanarak açılması gereklidir.
Mutlak ve Nisbi Sebep Ayrımı
Kanunda sayılı boşanma sebeplerinden bazıları mutlak boşanma sebebi, bazıları nisbi boşanma sebebidir. Bu ayrım, sebebin kanıtlanması halinde verilecek karara göre değişkenlik gösterir. Şöyle ki; Mutlak boşanma sebeplerinden birine dayanılarak açılmış olan boşanma davalarında ortak yaşamın çekilmez hale gelmiş olmasının kanıtlanması gerekmez, dayanılan sebebin kanıtlanmış olması yeterlidir. Zina, hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış mutlak boşanma sebeplerine örnektir.
Nisbi boşanma sebeplerinde ise hakim ortak yaşamın çekilmez hale gelip gelmediğini araştırır. Dava açılırken tek bir sebebe dayanmak mecburi değildir, birden fazla sebebe dayanarak dava açmak mümkündür. Örneğin bir boşanma davası hem zina hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması sebeplerine dayanılarak açılabilir. Bu durumda zinanın kanıtlanamamış olması halinde hakim evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması hususunu değerlendirip boşanmaya karar verebilecektir.
Boşanma Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Boşanma davaları için görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Eşlerin son 6 ayda birlikte yaşadıkları yerdeki ya da eşlerden birinin bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesi davanın görülmesinde yetkili olan mahkemedir. Anlaşmalı boşanma davası, herhangi bir adliyede açılabilir. Yetkili mahkemenin belirlenmesi açısından tarafların ikametgâhının bir önemi yoktur. Taraflar uygun gördükleri bir adliyenin aile mahkemesinde anlaşmalı boşanma davası açabilirler.
Boşanma Davaları Ne Kadar Sürede Biter?
Anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına göre daha kısa sürmektedir. Dava genellikle tek celsede sona ermekte; davanın karara bağlanması ise yaklaşık olarak birkaç ay sürebilmektedir.
Çekişmeli boşanma davasının süresi, davada değerlendirilecek hususlara ve davanın niteliğine göre değişkenlik gösterebilecektir. Çekişmeli boşanmada öncelikle taraflara usulüne uygun tebligat, daha sonra ön inceleme duruşması yapılması gerekecek, karar aşamasına gelinene kadar da inceleme ve değerlendirmeler yapılması gerekecektir. Ayrıca davada dinlenecek tanık sayısı, tanıkların bulundukları yer, ilk davette tanık için gelip gelmeyecekleri, konuya ilişkin getirilecek evrak var ise süresinde gelip gelmemesi ve varsa tarafların diğer araştırma işlemleri çekişmeli boşanma davasının ne kadar süreceğini belirler. Çekişmeli boşanma davasının sonuçlanması birkaç yıl sürebilecektir..
Boşanma Davası Sırasında Kusurun Önemi Nedir?
Kusur, çekişmeli boşanma davaları için oldukça önemli bir unsur olarak karşımıza çıkar, anlaşmalı boşanma davalarında tarafların kusurları önem taşımamaktadır.
Boşanma davası açan eş, dava dilekçesinde yukarıda açıklanan boşanma sebeplerinden en az birini somut olarak göstermelidir. Taraflar, boşanma dilekçesinde dayandıkları bu sebepleri yargılama sırasında ispatlamalıdırlar. Aksi takdirde boşanma davası reddedilir. Bu ispat aşaması, davayı açan eşin hem davasının nedenini göstermesi hem de kendi haklılığını ya da diğer bir deyişle karşı tarafın kusurunu ispat yükümlülüğü ile karşı karşıyadır. Dava sebebi, davayı açan eşin kendi kusurundan kaynaklanır ise, yine boşanma davası red olacaktır. Çekişmeli boşanma aslında adından da anlaşılacağı üzere, tarafların davayı ve birbirlerinin kusurunu ispat etme süreçleri üzerinden yürüyen bir dava türüdür. Taraflar iddialarda bulunur ve bu iddialarını ispat etmeye çalışırlar. İspat ve kusurun önemli olmasının iki gerekçesi göze çarpmaktadır:
- Davanın kabul edilmesi ve boşanmaya karar verilmesini sağlamak
- Velayet, nafaka, tazminat gibi çekişmeli hususlarda taraf lehine karar verilmesini sağlamak
Eşler arasındaki kusur durumunun araştırılması, boşanma davasında yalnızca boşanma bakımından değil, maddi diğer unsurlar ve var ise çocuk bakımından da karar verilecek olan bakımından da önem taşımaktadır. Kusur durumuna göre pek çok değişik dava sonucu ortaya çıkabilecektir. Boşanma davası kabul edilse dahi, maddi tazminat ve nafaka gibi boşanmanın sonuçlarının, kusur oranına göre tespit edilecek olması da kusurun ispatını önemli kılmaktadır.
Sonuç olarak, boşanma davalarında hakimin takdir yetkisinin geniş olduğu açık olmakla; hakimin vereceği nihai karar bakımından, bu davalarda hakime boşanmanın sebepleri ve kusur bakımından yeterli ve kapsamlı bilgiyi vermek, davayı ispatlamak için büyük önem taşımaktadır. Davanın doğru sebeplerle, sağlam dayanaklarla ve kusur ispatı ile açılmış ve sürdürülmüş olması davanın tüm seyrini ve nihai kararı etkileyecektir. Eşler arasındaki kusur belirlenmeden, boşanmaya, tazminata ve nafakaya karar verilmesi mümkün olmayacaktır. Bu sebeple kusur iddia ediliyorsa, en doğru şekilde delillendirmek gerekmektedir.
Yargıtay’ın; bir boşanma davasında kusur araştırılmasının verilecek boşanma, tazminat ve nafaka kararları bakımından önemini gösteren kararlarının olduğu da görülmektedir. Şöyle ki;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018/3222 Esas 2019/2070 Karar sayılı 04.03.2019 Tarihli Kararı;
‘’Somut olayda, yerel mahkeme kararında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, tarafların kusurları somut olarak belirtilmemiş, kusur değerlendirmesine esas alınan vakıalar gerekçede gösterilmemiştir. O halde yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, mahkemece kusura ilişkin bir tespit yapılmadan yeterli gerekçeden yoksun ve denetime elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.’’
Boşanma Davasında Neden Boşanma Avukatı Tutmalıyım?
Boşanma davaları aile hukuk sistemi içinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Aile birliğinin sarsıldığı durumlarda kadın veya erkek olarak her iki tarafında bu konuda boşanma avukatı desteği alması çok önemlidir. Gelin isterseniz boşanma avukatı ile dava sürecinin sizlere katkılarına bakalım.
1-Boşanma Avukatı kimdir?
Boşanma avukatı, boşanma gibi zorlu bir süreçte her adımda müvekkiline hukuki destek sağlayacak ve ona yol gösterecek olan kişidir. Boşanma avukatı, hukuki bilgi, beceri ve tecrübesi ile gerek maddi-manevi gerek de hukuki olarak zorlaşabilecek olan dava sürecini en iyi şekilde ilerletmek ve müvekkili için daha kolay ve çekilebilir hale getirmek için gerekli tüm desteği sağlar. Böylelikle müvekkil, avukatın desteği ile özel hayatındaki değişimlerin yanında Türk hukuk sistemindeki bürokratik süreçler ve dilekçe hazırlanması, dava takibi ve dava sürecinin seyrini belirleyen nafaka ve tazminat gibi aşamalar ile uğraşmak zorunda kalmadan psikolojik ve ekonomik olarak daha huzurlu ve rahat bir süreç geçirebilecektir.
2-Boşanma Avukatının Müvekkiline katkıları nelerdir?
Boşanma avukatının müvekkiline iki farklı perspektifte katkısı vardır. Bunlardan birincisi hukuk ve hukuki makamlar nazarında müvekkilini temsil etmesidir. Bu görevi gereği, müvekkili için dava dilekçesi hazırlar, davanın ve davadaki sürelerin takibini yapar, tazminat ve nafaka gibi aşamaların takibi ile birlikte bu aşamalara tecrübesi ile katkı sağlar. Bu bakımdan müvekkil süre takibi, dilekçe yazımı gibi işler ile meşgul olmak durumunda kalmaz. İkincisi ise avukatın, bu denli özel bir alanda müvekkilinin neredeyse sırdaşı olmasıdır. Bilindiği üzere boşanma, kişinin en özel alanındaki bilgileri avukatı ile paylaşmasını ve onunla bu konularda konuşmasını gerektirir. Bu bakımdan boşanacak olan kişinin güven ilişkisini kurabileceği ve rahat konuşarak kendini rahat hissedebileceği, hayatını etkileyecek bir alanda kendisine yetki vermeyi kabul edebileceği bir avukat bulması ve tercih etmesi de oldukça önemlidir.
3-Boşanma Avukatı davanın seyrini nasıl etkiler?
Boşanma, kendi kendine ilerleyen bir hukuki süreç değildir ve özellikle çekişmeli boşanmada süreç uzayabilmekte ve bazen de zorlaşabilmektedir. Boşanma avukatının meziyeti de işte bu aşamada ortaya çıkmaktadır. İyi bir boşanma avukatı, bilgi ve tecrübesi ile çekişmeli boşanmalardaki her türlü zorluğu aşabilecek ve hızlandırıp, kolaylaştırabilecektir. Buna ek olarak, müvekkilinin ve var ise çocuklarının tüm haklarını sonuna kadar savunacaktır. Boşanmanın ayrılmaz parçası olan tazminat ve nafaka için davadaki kusur oranı ciddi önem taşımakta olup, avukat kusuru en iyi şekilde kanıtlayabilecek olan bilgi ve belgeleri tespit ederek dosyaya sunabilecek ve boşanma için gerekli kanıtlar ile kusurun sağlıklı tespitinde mahkemeye yardımcı olabilecektir. Bu da müvekkilin haklarının en iyi şekilde korunması sonucunu doğuracaktır.
İşte tüm bu gerekçelerle, boşanma sürecini hukuki, maddi ve manevi açıdan iyi yönetmek isteniyorsa, iyi bir boşanma avukatı bulmak çok büyük önem taşımaktadır.
Boşanma davalarına mahkeme avukat veriyor mu?
Dava süreçlerinde boşanma avukatı şart olmadığından mahkeme tarafından avukat atanmaz. Ancak boşanma davası geniş bir alanı kapsadığından bu alanda tecrübeli bir avukat ile çalışılması tavsiye edilir. Zira nafaka, mal paylaşım, tazminatlar, çocukların durumu ve velayet gibi durumlarda hukuki süreçleri tek olarak yönetmek zor olabilmektedir.
Boşanma Avukatları Ne Kadar Ücret Alır?
Boşanma davalarında avukat ücretleri farklılık göstermektedir. İki çeşit boşanma türünde farklı tarifeler uygulanır. Anlaşmalı boşanma ile çekişmeli boşanma durumuna göre tarife değişmektedir. Ayrıca çekişmeli boşanma davalarında sıklıkla maddi ve manevi tazminat talepleri karşı taraftan da istenmektedir. Detaylı bilgi için 24 saat ofisimize ister whatsapp hattımızdan isterseniz sabit ve cep numaramızdan veya sitemizdeki canlı destek hattından ulaşarak bilgi alabilirsiniz. Bu makalemize katkı veren Av. Yasemin Özbilgin'e katkılarından dolayı Arıkan Hukuk Bürosu ailesi adına teşekkür ederiz.
Boşanma Davasının Masrafları Ne Kadardır ?
Temel olarak boşanma davalarında devletin belirlemiş olduğu sabit harç bedeli alınır ancak manevi tazminat bedellerinde manevi tazminat bedeli ne kadar çok yükselirse harç bedeli o kadar artmaktadır bunun yanında örneklendirecek olursak her 100.000 TL için 2.000 TL bir masraf yapılacağını düşünebiliriz. Masraflar yıllara göre değişkenlik göstermektedir. Sabit yargılama giderinin ise 2023 yılı için 2200 TL dolaylarında olduğunu belirtmek isteriz. Yapılacak olan yargılama sonunda her halükarda haksız çıkan taraf yargılama giderlerine katlanacağı için genellikle bu masraflar davanın sonunda karşı taraftan alınmaktadır.